John Cruyff der ki; "O'na 1 metrekare çimen ve bir top verin size neden dünyanın en iyi futbolcusu olduğunu göstersin."

Halen tamamen bitmeyen fazla kilolarına rağmen 9 maçta 8 gol atan Ronaldo top ayağına her deydiğinde aklıma Cruyff u getiriyor bu günlerde...

Alman sitelerinden transfer dedikodusu takip etmenin insana öğrettiği şablondur "x futbolcu zu x takim?" :)

Son günlerde Freiburg' un genç Türk stoperi Ömer Toprak Hoffenheim ile anılır oldu sıkça. Özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe stoper sıkıntısı çekerlerken şu cocuğu kaçırıyor olmaları tek kelimeyle akıllara zarar.

Tricolor (3 renkliler) lakaplı Sao Paolo, Fenerbahçe Lugano yu aldıktan sonra oluşan boşluğu stoper Miranda ile doldurmuştu. Bir kız ismine sahip olmasından mütevellit ilgimizi hemen kendisine çeken Miranda yı özellikle Libertadores te başarılı maçlar çıkarırken izledim ve beğendim. Daily News geçenlerde Tottenham ın Miranda için 7m Sterlin lik bir teklif yapmaya hazırlandığı yazıyordu, buraya kadar herşey normal.
Brezilyanın ünlü tv ve gazetesi Globo nun spor servisi Tricolor yöneticilerine haberin teyidi için ulaştıklarında takımın sportif direktörü Jesus Lopes 7m £ luk teklifin "komik" olduğunu, eğer oyuncularını almak istiyorlarsa 17,5m £ la gelmeleri gerektiğini söylemiş. Miranda iyi stoper ancak 17,5m pound? Brezilyalılar çıldırmış olmalı. Allah şaşırtmasın diyoruz.

Liverpool 4 - Arsenal 4


Buyrun Torrentler;

1. devre

2. devre

Epl nin gözde golcüsü Paraguay lı Roque Santa Cruz un adı bugünlerde Liverpool ile anılıyor ancak bir diğer ilgilenen potansiyel alıcı Manchester City nin teklif zamanı geldiğinde Liverpool un başa çıkamayacağı bir rakamla Blackburn kapısını çalacağı söyleniyor.

Inter de ırkçılık derdinden müzdarip olan Mario Balotelli nin peşinde ise West Ham ın olduğu İngiliz basınında fısıldanıyor.

Londra da ise işler bildiğimiz gibi, Arsene Wenger 15 yaşındaki Brezilyalı yetenek Wellington u takipteymiş. Ada basını "anlaşmaya çocugun köpek kulübesi de anlaşmaya dahil mi?" yorumlarıyla artık dalga geçer haldeler Arsenal' in transferleriyle.

Günün resmi Brezilyadan;


R9

Evet sezon sonu yaklaşıyor, TSL nin iki büyüğü Fenerbahçe ve Galatasaray ın ligden erken düşüşleri transfer çalışmalarının -ve eşzamanlı olarak dedikoduları da- erken başlamasına yol açtı. Fenerbahçe özellikle skandal olarak nitelendirilebilecek bir sezon geçirdi ve görüldü ki çok ciddi bir operasyon istiyor bu kadro.

Kabaca bir hesap yaparsak 9-10 futbolcunun gideceğini tahmin ediyorum (Ali Bilgin, Can Arat, Josico, Maldonado, Lugano, Kazım, Yasin, Gürhan Gürsoy) bunların yanında süprizler de olursa kimse şaşırmamalı elbette.

Artık şu kesin ve nettir ki -en azından Fenerbahçe için konuşmak gerekirse- Transferi kesinlikle kulüp yapmalı, Milan da, Lyon da, Bayern de olduğu gibi. Ancak bunun için futbolu bilen bir Ceo yada bir tür Sportif Direktör vs gerekiyor. Aksi senaryoda insanın elinde Josico lar Maldonado lar kalıyor böyle ve getirdiklerinin kat be kat fazlasını götürüyorlar elbette.

Galatasarayda ise durum farklı aslında oldukça iyi bir iskelet var ancak etrafı sallantıda bu iskeletin. Eğer eldekileri kaçırmazlar ise ( özellikle Arda yı ) 2-3 imzalık bir transfer dönemi Galatasaray ı önümüzdeki seneye çok güçlü bir şekilde sokabilir.

Konu başlığına yani asıl konumuz olan Transfer Dedikodularına dönelim, Arjantin asıllı bir Türk tanıdık var, hani arkadaşın arkadaşı hesabı. Kendisinin daha önce Oscar Cordoba yla ve hatta ne alakaysa John Carew le olan yakın ahbaplığını bilirdim. Bugün ondan transfer dedikoduları geldi, hem Fenerbahçe hem Galatasaray ı ilgilendiricek cinsten.

İşin Fenerbahçe tarafında Murat Özaydınlı var işin içinde, bir Arjantinli bir Kolombiyalı topçuyla ilgileniyormuş Fenerbahçe. Bunlardan birisi önlibero diğeri sağ açık imiş (evet sol değil, sağ...). Hangisi hangisidir bilmiyoruz, isim de yok. Ancak şahsen önlibero nun Boca Juniors lu Fabian Vargas olduğunu tahmin ediyorum ki şiddetle de onaylarım.

İşin Galatasaray tarafı dedikodu daha da ilginç, Bayram Tutumlu kaynaklı habere göre Aurelio önümüzdeki sene %80 Galatasarayda imiş.

Şimdi bunlardan yapılabilecek pek çok çıkarım var;

* Fenerbahçe nin sağ açık bakıyor ? Benim çıkarımım bu Kazım ın gideceği, Deivid in ise forvet alternatifi olarak kadroda bulunacağı anlamına geliyor.

* Galatasaray Aurelio yu almaya çalışıyor ? Benim çıkarımım bu Mehmet Topal ın satılacağı anlamına geliyor.

Daha tabi bunlar ilerki haftalarda çığ gibi büyüyecek haber ve duyumların öncü sarsıntıları. Ancak özellikle Fenerbahçe de bu transfer döneminin hareketli geçeceği şüphesiz.

Şimdi bu isimler neden bir araya geldiler diyeceksiniz? Sebebi tabiki medya...Ancak bu defa sadece Türk medyası değil, buna sazanlık yapan Brezilya medyasıda işin içine karıştı. Canı her sıkıldığında bazı isimleri istikrarlı bir biçimde Fenerbahçeye getiren "Foto X" gazetelerinin son 2 senedir favorileri Adriano, buraya kadarı malumunuz. Bu defada depresyona girdiğine iddaa ederek Brezilyaya kaçan ve dönmeyen, italyada mutsuz olduğunu açıklıyan Adriano yu Roberto Carlosun Fenerbahçeye getirmek için ikna turlarında olduğunu yazdılar. Bunu gören garibim Globoesporte de -lan? acaba mi?- şeklinde bir tepki vermiş olucakki Adriano nun menajeri Gilmar Rinaldi yi aramışlar...

Rinaldi Globo ya böyle bir durumun söz konusu olmadığını, en azından kendisine gelmiş hiçbir teklif bulunmadığını açıklamış gazeteye.

Deli kuyuya taş atmış, bin akıllı çıkaramamış mevzusu yani. Allah akıl fikir versin. (Birazda iş ahlakı...)

Kim olmalı?

Nasıl biri olmalı??

İşte konu hakkındaki tespitlerim;

1- Genç olmalı !

Fenerbahçe yönetimi bazen beni dehşete düşürüyor. Löw, Daum hatta Zico gibi adamları ilk fırsatta yollayan insanların istikrar arzusu Aragones te kabardı. 70 yaşındaki adamla istikrar ne demek? Beyefendinin zaten kısa vadede tek hayali yaşamını sürdürmek?! Gelicek teknik direktör genç olmalı.

2- Futbolculugu başarılarla dolu olmasına rağmen Teknik Direktörlükte kanıtlayacak birşeyleri olmalı!

3- TSL ile benzer kısırlık ve sertlikteki iki ligden (İtalya ve Fransa) birinin tozunu yutmuş, o tarz futbol u hatmetmiş olması gerekli!

4- Hocalığı ışık vermiş, başarılı olmuş ancak işi yarım kalmış olmalı!

5- Hırslı, kavgacı, karakter itibariyle winner olmalı !


Önerim?

İskandinav mitolojisinin şimşek tanrısı, bütün insan ve tanrıların en güçlüsü Thor...



Fenerbahçe nin defans tanrısı, bütün futbolcuların en güçlüsü Diego Lugano...

Can't Take My Eyes Off You


You're just too good to be true,
Can't take the ball off of you,
You've got a heavenly touch,
You pass like Souness to Rush,
And when we're all drunk in the bars,
We can't believe that you're ours,
You're just to good to be true,
Can't get the ball off of you...


Oh Steee-ven Gerr-aaard, da da da da da da



Let It Be


When we find ourselves in times of trouble
Stevie G runs past me
Playing the game with wisdom, Stevie G
And in my home, the Spion Kop
We watch him jog, right in front of me
Spreading balls with wisdom, Stevie G

Let it be, let it be, let it be, Stevie G
The local lad turned hero, Stevie G


Que Sera, Sera...

Steve gerrard gerrard
He'll pass the ball 40 yards
He's big and he's fuckin' hard
Steve gerrard gerrard...

1991 doğumlu Marcheda'nın birkaç maçtır oyuna sonradan girip ufacık yaşına bakmadan United ı kurtarması akıllara iki sene önce sahalara veda eden Ole Gunnar Solskjaer i getirdi ister istemez.


Sonradan oyuna girip gol atan, ama hep atan golcüler özeldir çünkü bir süre sonra şahıs "ulan ben atıyorum bu kadar ama hala yedeğim?" sorusuna sorar kendine. Genelde de çeker gider, çekip gidenler de büyük oranda mıçar batırırlar gittikleri takımda. Bazıları ise ego larını törpüler ve -bulundukları takım büyük takımsa özellikle- formayı alabilmeyi beklerler.

Ole Gunnar Solskjaer i ve mesela Semih Şentürk ü ikinci gruba sokabiliriz.



Marcheda için daha yolun başı, bu yol onu bir efsane de yapabilir, 2 sene sonra Championship e de götürebilir bunu bilemeyiz elbette.



Benim kendimi bilip avrupa futboluna ilgi duymaya başladığım (10 yaş) dönemde Solskjaer Manchester in yedek golcüsüydü, ben Üniversitedenin son yıllarına geldiğimde hala öyleydi? 126 gol sığdırdı 10 yıllık Manchester kariyerine, "bebek yüzlü katil" lafının icadı da Solskjaer dan sebeptir. Sonra öğrendik ki bizim supersub Norveçte kraldan "Knight" ünvanı almış birde üzerine.


"Sir" Alex Ferguson'ın favorilerindendi "Knight" Ole Gunnar Solskjaer...


Peki şimdi Semihi ne ilan edicez? Devlet Sporcusu?? Yeniçeri? Genç Kral??!

Savaş, Savaş asla değişmez. Fenerbahçe Galatasaray derbisi de aynı şekilde. Hep tutku demektir, hep heyecan, hep aşk, hep ihtiras... Futbolcular, teknik adamlar, yöneticiler, formalar, stadlar, herşey değişir ama bu derbinin sihri asla kaybolmaz.

Galatasaray göbeği 3liyip Baros u tek mi oynatıcak yoksa Ümit Karan Çek forvete eşlik edecek mi? Luis "Dede" Aragones Semih Şentürk ü kesmek gibi bir çılgınlık yapacak mı? Lincoln oynayacak mı? Mehmet Topal iyileşti mi? İlk iki sıradaki Sivas ve Beşiktaş derbi öncesinde puan kaybedicekler mi?

Hepsi güzel sorular, bekliyoruz...

Önce Rapajc in FBTV de olduğu haberi geldi, heyecanla koşturduk televizyonların başına, özlemişiz Rap-Rap ı. Hayatımda gördüğüm en müthiş sol ayaklardan biriydi ve yaptığı onca katkılar bir yana sadece Gaziantep maçı bile onun bir efsane olması için yeterde artar.



Sonra Aziz Pierre in derbide tribünlerde olacağı haberleri duyulmaya başladı dört bir yandan.



Şimdi de Galatasaray a derbide attığı 3 golle efsaneleşmiş Fenerbahçenin eski İngiliz forveti Dalian Atkinson geldi İstanbula. Samandıra da Volkan Ballı ve Roberto Carlos ile sohpet ettiği kare yi yayınladı fenerbahce.org.




Amaç motivasyon mu yoksa sadece bir tesadüf mü bilinmez ama bütün bu eski dostları görmek insanın yüzünü gülümsetmek için yetti de arttı bile.



Farkettimde, gözlerim ister istemez Samuel Johnson ve Ariel Ortegayı da (Hatta Nicolas Anelka yı ) aradı durum bu olunca...:)

Nasıl? Vicky Cristina Barcelona ile uyumlu olmuş mu başlığım? Büyük üstat Woody Allen a saygılar.

Bu takımın oynadığı futbolu kelimelerle anlatmak çok zor aslında, sıradışı birşey yapıyorlar orası kesin. Ben hayatımda oyunu geniş alana yayma işini bu kadar iyi yapan bir takım görmedim. Sanki bilgisayar simülasyonu gibi uç adamı ve kanat oyuncuları geometrik kusursuzluk içerisinde yerleşiyorlar, rakibi tüm sahaya dağıtıyorlar sonrada zaten perişan ediyorlar. Helal olsun.

Bu akşam gerek İniesta olsun gerek Keita hatta Messi son vuruşlarda biraz daha şanslı olsalar Bayern tarihine kara bir leke olarak geçerdi bu maç. Azıcık vites yükseltseler skorun 8 e 10 a yükselmesi içten bile değildi.

Lucio ve veyahut Van Buyten sahada olsalar birşey değişirmiydi? Elbet bu denli aşşağılanmazdı Alman ekibi ancak pozisyonları izlerken şurda Nesta olsa, Cannavaro olsa ne değişirki? diyor insan kendi kendine. Hani birini yeme, ikinciyi uzaklaştır, adamlar 10 kere daha geliyorlar. Xaviyi durdur, Eto'o yu, hadi hatta Messiyide durdur! İniesta ve Henry i ne yapıcaksın?

Saçma sapan bir takım bu Barcelona, kabus gibiler, allah Türk takımlarından uzak tutsun bu zebanileri...

Ponte Preta 67 maç 49 gol, Fenerbahçe 12 maç 9 gol, Atletico Paranense 38 maç 32 gol, Tokyo Verdy 33 maç 22 gol, Urawa Reds 52 maç 42 gol, Fluminense 57 maç 37 gol...

Ve bu tek kelimeyle muhteşem istatistiklerin sahibi Washington 34 yaşında Brezilyanın Real Madrid'i Sao Paulo' nun formasını giyiyor artık. Geçen seneye kadar Fluminense de Thiago Neves le kurdukları ortaklık ve Libertadoresde sergiledikleri performans izlenmeye değerdi zaten o performans da onu ilerlemiş yaşına rağmen "tricolor" yani Sao Paulo ya taşıdı.

Fenerbahçe' nin Washington konusunda şanssızlığı takımın en kaos içerisindeki döneminde gelmiş olmasıydı, eğer bu adam Daum döneminde gelse geçtiğimiz 6 senede çok rahat 150 gol atmıştı ve kırılmadık rekor kalmamıştı geride.

Böyleydi:




Böyle oldu:



Sonrası malum, Boca lılar kıyameti kopardılar! Riquelme resti çekti, Maradona kibar ama tavizsiz bir cevapla karşılık verdi. Sonuç olarak Arjantinin genç süperstarlarına ağabeylik - liderlik etme görevi Riquelme den alındı ve Veron a verildi.
Seçim meselesi tabi, o şartlar altında bende Veron u seçerdim sanırım.