War...War Never Changes...#3  

Posted by Emir Kanca



5 saat 45 dakika kaldı. Kalp atışları hızlanmaya, adrenalin salgısı artmaya, mevcut gerginlik yavaş yavaş fiziksel semptomlar göstermeye başladı. Derin nefes alışlar, yerinde duramama hali ve pek çok benzeri...

Klasik derbi hikayelerini defalarca anlatmaya hiç gerek yok, herkes önümüzdeki olayın öneminin farkında. Bu bir savaş, ve bizlerde askerleriz. Sadece stadda oynanmaz bu maçlar, dost meclislerinde , kahvelerde, okullarda, e maillarda, internet sitelerinde , köşe yazılarında... Her bir küçük parçacık, her enerji molekülü bir bütünü oluşturur. O sinerji sahada futbolcuların içerisine, tribündeki seyirciye dolar... Ve bu muhteşem olayı bekleme safhası plastik bir düdüğün çıkaracağı tiz ses ile son bulur.

İki kardeş, iki düşman, iki rakip, iki dost... 3 renk...ama sonunda çıkacak sadece tek bir galip.

Maçların en iyisi, maçların en kötüsüdür Fenerbahçe - galatasaray maçları.

Hissediyorsunuz değilmi? O heyecan, o stress...:) İnsana kendini... nasıl desem? Canlı hissettiriyor.

Bu defakini bir Fenerbahçeli olarak daha bir farklı izleyecek olmamın tek sebebi uzun zamandan sonra takımın omurgasını Türklerin, hemde savaşçı Türklerin oluşturuyor olması...

Emre nin ekstraordiner durumu, Özer in sıradışı yeteneği, olay adam Mehmet Topuz' un ilk derbisi oluşu, Semih' in ispatlayacakları, Gökhan Gönül ün savaşı, Volkan ın Fenerbahçeliliği...

Ve bütün bu savaşçıların önünde kumandan Alex.

Bunun yanı sıra Galatasaray ın da bir o kadar göz korkutucu olan kadrosu ve yetenekli oyuncuları... Keita, Kewell, Arda, Baros , Nonda, Elano ve daha niceleri...

İnanılmaz bir maç olucak.

Bugün Abdülkerim Durmaz ı izledim "Yenilsende Yensende" programında, muhteşemdi. Şimdi Saffet Sancaklı konuşuyor, Rıdvan, Tanju ve ceplerinde hikayeleriyle sayısız savaş gazileri.

Ezeli rakibim Galatasaray a bir kez daha teşekkür ediyorum, onlar olmasa şu heyecanı, şu adrenalini asla tadamayacaktım.

Fenerbahçe ve Dostluk kazansın...

Saygılarımla.

Acun Ilıcalının "Devler Ligi"  

Posted by Emir Kanca


Aslında Acunu biraz tanıyan herkes ondaki futbol geçmişi ve takıntısını bilir...Çok da ekstra değil gerçi aynı ben ve pek çok arkadaşım gibi futbol delisi bir "çocuk" muş Acun...Herkesin yaptığı "ulan ne para kaldırıyor be yine" geyiklerinin aksine Acun bu defa hayalini kovalıyor...

Futbolu bu kadar özel yapan aslında basitliğidir, hayallerinizi kovalamanız için ihtiyacınız olan tek şey bir top müsvettesidir. Ne bir sahaya, ne bir yapıya, kaleye bile gerek kalmadan oynanabilmesi bu oyunun bu denli büyük bir fenomen oluşunda büyük rol oynar.

Ben 94 senesinde ilk defa bir futbol maçına gittiğimde (bilinçli bir şekilde tabi..) insanlar stadyuma dışarıdan tırmanarak biletsiz içeri girer, röportörler devre arasında, hatta ve hatta pozisyon aralarında sahaya dalar, seyirciler antrenman sahası basardı. Sergen Gayrettepe de vergi dairesinin beton zeminli bahçesine iner mahallenin çocuklarıyla maç yapardı...

Aradan az değil, 15 sene geçmiş... O günden bu güne çok şey değişti. Artık futbolcular daha ulaşılmaz, stadlar daha otelsi, antrenman tesisleri şehirden uzak ve etrafı çevrili... Herşey kurallar ile çerçevelenmiş o döneme göre çok daha düzenli.

Bu tabi güzel birşey...Kısmen!

Düzenin değişmesi beraberinde insanların o eski masum futbolu özlemelerine sebep oldu. Endüstriyelleşen futbol işin o sihirini, cocuksulugunu alıp götürdü. Zaten bu yüzdendir ki yukarda resmini gördüğünüz Jose + 10 tarzı Adidas reklamları ve reklam kampanyaları ortaya çıktı. Temel amaç insanların o özledikleri heyecanı, "down to earth" havayı tekrar yaşatabilmek...

Hatırlamayanlar için reklam şu şekilde gelişiyor... Jose ve uyuz arkadaşı efsanevi futbolculardan takım kuruyor, meksika nın bir ara mahallesinde maç yapıyorlar..Zidane ından tutun Beckenbauer ine kadar... Jose nin Defoe ya kaleci eldivenleri verişi, uyuz cocugun Zidane a taktiği anlatması unutulmaz anlarıydı reklamın...

Hepsi de o büyünün tekrar hissedilmesi içindi... Çünkü futbol o küçükken deftere çiziktirilen takımlarla, mahallede oynarken kendine Rıdvan demelerle güzelleşir...

Acun da o çogumuzun içindeki çocuga öyle bir dokundu ki hepimiz kitlendik ekran karşısında. Prodüksiyon hatalarıydı , ıvır dı zıvırdı çok kurcalamam oynadıkları her maçı izlerim!

Bir de hakkını vermek lazım, Acun bu işi çok iyi yapıyor..Neredeyse şampiyonlar ligi nin kendinden bile daha iyi bir logo ve reklam kampanyasıyla girdi bu işe...Tüyleri ürperiyor insanın...

Hele bu haftanın jeneriğinde bir Nouma - Erman Toroglu sahnesi vardı ki, kahkahalarla güldüm...

Futbol çok ilginç hadise, her milletten, her cinsten binbir türlü insanı, olgun, yaşı başını almışları dahil, öyle bir hale sokuyor ki dışarıdan bakınca şaşırmamak elde değil....Tarif etmek zor ama, sanırım insana kendini "canlı" hissettiriyor...

Bu devirde bunu hissedebilmek, paha biçilemez...

Serdar Bilgili' nin Laneti  

Posted by Emir Kanca


Bana göre Seba sonrası periyodda (ki bu önemli bir yüktür) önce zorlanmış, akabinde takımına çok iyi bir dönem yaşatmış Serdar Bilgili nin Beşiktaştan gidişini hatırlayan varmı?

Ben hatırlıyorum.

Takıma gelir yaratmak için çarşı grubunu kapalıdan açık tribüne geçirmek, bu sayede yıllık 10 milyon dolara yakın bir kaynak yaratmak istemişti Serdar Bilgili. Çarşı -bana göre- inanılmaz bir bencillik yaparak bu fikre çok net bir tepki göstermiş, başkana olan desteklerini kesmişlerdi. Dönemin yöneticisi Yıldırım Demirören -iddialara göre- bu durumdan faydalanmış , bir kısım kongre üyelerini ve taraftarları Serdar Bilgili ye bağırtmış, küfür ettirmiş, en sonunda da koltuğundan kaldırtmıştı.

Zarif, adil bir şekilde gelmeyen Yıldırım Demirören dün CSKA maçı malubiyetiyle yıllardır isyan ettirdiği Beşiktaş taraftarının bir kez daha çileden çıkmasına sebep oldu. Taraftarlar Moskova deplasmanı dönüşünde başkan Demirören e yumurtalarla saldırıp aracını tekmelediler.

Bir Cinnet hali söz konusu artık taraftarda, Mustafa Denizli nin egosu ile sürdürdüğü savaş, Yıldırım Demirören in umursamaz hatta pişkin tavırları camiayı çıldırtmış durumda.

Sabah olayların videosunu izlediğimde aklıma Serdar Bilgiliye ana avrat küfür edip saldıran taraftarlar geldi aklıma...Acaba şimdi ne düşünüyorlardir?

Demirören in gelişini sağlayan sahneler, gidişine de sebep olmak üzere..

Twitter Updates

    Twitter' dan takip et

    İzleyiciler

    Beer

    Beer

    Dave Gilmour

    Dave Gilmour

    Michael

    Michael

    Mark Knopfler

    Mark Knopfler

    Jack

    Jack

    Zorba

    Zorba

    Stand Against Cancer

    Stand Against Cancer

    Blog United

    Alex

    Alex

    Zico

    Zico
    Nosso Rei

    Roberto Carlos

    Roberto Carlos

    Lugano

    Lugano
    Futbol Bloglarini Takip Edin